600 bin yıllık tarihi geçmişin izlerine rastladığımız Niğde, günümüzden itibaren 10 bin yıllık kesintisiz bir yaşam merkezidir.
Bu tarihi kent Niğde ile sınırlı kalmayıp ülkemiz geneline hizmet veren birçok kültür ve sanat adamı yetiştirmiştir. Otuzun üzerinde divan şairi yetiştiren bu kent, birçok devlet adamı da yetiştirmiştir.
“Hayatımda üç iftiharım olmuştur. Türklüğüm, İslamlığım ve bir Çanakkale gazisinin oğlu ve bir Çanakkale şehidinin yeğeni olarak amcamın adını taşıyor olmak.” diyen ünlü müzikolog Etem Ruhi Üngör Niğdeli’dir.
Yine İstiklal Savaşı’nda annesini ölüm döşeğinde bırakıp Atatürk ve Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak tarafından takdirnâme ve farklı ödüllerle ödüllendirilen Albay Halil Nuri Yurdakul Niğdeli’dir. Birçok ilde valilik yanında İstanbul’da Belediye Başkanlığı yapan, Kurtuluş Savaşı kahramanlarından edebiyatçı, yazar ve şair olarak da bilinen Ebubekir Hazım Tepeyran bu ilin yetiştirdiği önemli devlet adamları arasındadır.
Ülke genelinde edebiyatçıların üzerinde en çok araştırma yaptığı Divan şairi Ahmed Kuddûsi ve Kemâl Ümmi bu kentte yetişmiş iki önemli divan şairidir. Bütün bunların yanında, Muhibbî, Hatifî, Muhyî, Hâletî, Visâlî, Ârif, Nazmî, Nâmî, Ali Bey, Hisâlî, Sâfî, Zamîrî, Edîp, Hâmid, Şânî, Âsumânî, Zâtî, Hâkî, Hikmet, Firâkî, Gâlibî, Hâfız Ali, Gâlib, Şâkir, Muhammed Ali, Hakkı, Emin Ali, Ragıp gibi divan şairleri de Niğde’nin yetiştirdiği ve ülkemiz genelinde tanınan divan şairleridir.
Yine Kurtuluş Savaşı’nda Niğde’de teşkilatlanmayı sağlayan Sivas Kongresi temsil heyeti üyesi Ratıpzâde Mustafa Soylu bu kentin yetiştirdiği önemli devlet adamları arasında yer almaktadır. Ulukışla ilçesinde müftülük yapan ve birçok araştırmaya imza atan Mehmed Bahaeddin Efendi, Fransızların Niğde’yi işgal etmesini engelleyen önemli bir şahsiyettir. Ahmet Cığızoğlu, Sadık Ülkü, İzzet Can, Kerim Sebati, İlhami Parapara, Zeki Bey,Mustafa ve Mahmut Cığızoğlu, İmam Ziyaeddin, Kadının Hilmi Bey ve Avanın Tevfik Efendi Kurtuluş Savaşı’nda Niğde’nin işgal edilmemesi için mücadele veren Niğde’nin yetiştirdiği önemli şahsiyetler arasında, tarihin altın sayfalarında devlet adamı olarak yerlerini almışlardır.
Günümüz şair ve yazarlarından İsmail Özmel ve Ömer Fethi Gürer de Niğde’nin yazın hayatına önemli katkıları olmuş bir şahsiyettir.
GALİP BEY (1853-1914)
Mehmed Galip Bey 1853 yılında Niğde’nin Koyunlu Kasabası’nda doğmuştur. Farklı illerde çeşitli devlet memurluğu yapan Galip Bey’in şiirleri ve nesirleri vardır. Bunlar; Paris’te yayınlanan “Meşrutiyet”, Manastır’da yayınlanan “Neyyir’i Hakikat”, Mısır’da ve Paris’te yayınlanan “Meşveret” ve “Şu’rayı Ümmet” tir.
1914 yılında vefat etmiştir.
İBRAHİM HAKKI EROĞLU (1874-)
1874 yılında Niğde’de doğan İbrahim Hakkı Eroğlu Kayseri’de üniversite (medrese) eğitimi aldıktan sonra Niğde’de öğretmenlik yapmıştır.
Eroğlu, daha çok yaşadığı dönemdeki olaylar üzerine duygularını ve düşüncelerini manzum olarak yazmıştır.
Arapça ve Farsça Öğrenen Eroğlu’nun Şeyh Sâdi Şirâzi’den iki, Feridüddin Attar’dan bir olmak üzere üç manzum tercümesi vardır.
ESERLERİ: Yayınlanmayan, çeşitli tarzlarda yazılmış 526 parçada 4451 mısradan oluşan şiir mecmuası vardır. Tercüme: Gülistan(Gül Suyu)Tercümesi(1740), Bustan(Çiçek Bahçesi) Tercümesi(1945), Pentnâme (Feridüddin Attar) Tercümesi.
MEHMET EMİN ERİŞİRGİL
Eski içişleri bakanlarından felsefe profesörü ve yazar Emin Erişirgil, 1891 yılında Niğde’de doğdu. Öğrenimini Niğde ve İstanbul’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi sosyoloji ve felsefe doçenti olmuş, 1915 yılında Mehmed Akif Ersoy, Ziya Gökalp, Yahya Kemal Beyatlı, Babanzâde Ahmed Nâim gibi hocalarla beraber öğretim üyeliği yapmıştır. M. Akif Ersoy ile olan arkadaşlığı verdiği eserlere önemli katkı sağlamıştır.Son Osmanlı Mebûsan Meclisi’ne Niğde milletvekili olarak girmiştir. İkinci Hasan Saka kabinesinde Gümrük ve Tekel Bakanlığı(1942), Şemsettin Günaltay kabinesinde (1949) İçişleri Bakanlığı yaptı. 1950’den sonra resmi görevlerinden çekildi ve kendisini tamamen yazı hayatına verdi.
Yeni Mecmua(1917), Dergah(1921), kendi çıkarttığı Ülkü ve Dil ve Tarih Coğrafya Dergisi’nde çeşitli makaleleri yayınlanmıştır.
ESERLERİ: Kant ve Felsefesi(1923), Yurt Bilgisi(1930), Sokrat(1931), Filozofi(1935), Kant’tan Parçalar(1935), Filozofiye Başlangıç(1936), Merak ve Dikkat(1956), Neden Filozof Yok?(1957), Bir Fikir Adamının Romanı-Ziya Gökalp(1951), İslamcı Bir Şairin Romanı-Mehmed Akif Ersoy(1958), Hamle(1960).
EMİN ALİ TANIK (1924-1977)
1924 yılında Niğde’de doğdu. 1945’te Kayseri Lisesi’nden mezun olduktan sonra Maliye Meslek Okulunu da bitirip Yeşilhisar Mal Müdürlüğü’nde çalıştı.Babadan gelen şiir geleneğini sürdürmüş “Yedigün” şairleri arasında ismini edebiyat âlemine duyurmuştur. 1937-1947 yılları arasında “Yedigün” Dergisi’nde şiirler yayınlayan Emin Ali Tanık, daha çok aruzla ve klasik nazım şekillerini kullanarak şiirler yazmıştır.
16 Nisan 1977 tarihinde vefat etmiştir.
NİĞDELİ SOFU BEYAZİD ÇELEBİ
1805 yılında müstakillen Amasya emiri oldu.Niğdelizade Sofu Beyazid Çelebi,gerçek surette sultanın hocası,hakiki manada saltanat müşaviri idi.(Amasya Tarihi,III,172/3)
KARA YAKUP BİN İDRİS
Meşhur ulemalardandır.Niğde'lidir.Larende kasabasına giderek orada eğitim ve öğretimle meşgul olmuştur.833 de Larende'de vefat etmiştir.(Osmanlı Müellifleri,Cild:I,s.:397)
El-ARİFÜ'L-EDİP ŞEH HABİB
Niğde yakınında bulunan Ortaköy'de doğmuştur.Hacıbayram ve Akşemsettin ile görüşme fırsatı bulmuştur.902 de vefat etmiştir.(Tacü't-Tevarih,Cild:II,s.:540/1)
MOLLA KASIM BİN SÜLEYMAN BİN NİĞDELİ
Niğde de okuduktan sonra,İstanbul'a gidip Makamı Süleyman muallimi Hayreddin Efeni'nin hizmetine girmiştir.966 yılında Siroz'da Selçuk Sultan Medresesi'nde ders vermiştir.970 yılında vefat etmiştir.(Atai,Zeyl-i Şekaik,c.1.,s:35)
ŞEYH MAHMUD NİĞDELİ
Meşhur Nakaşibendiyelerden Mahmud Çelebi'nin hizmetlerinde bulunmuştur.İstanbula geldiğinde,Eyüp'te Defterdar Mahmud Darülhadis'inde hadis ilmiyle uğraşmıştır ve ölünceye kadar orada kalmıştır.975 yılında vefat etmiştir.(Ata-i,Zeyl-i Şkeaik,s.:194)
NİĞDELİ MUSTAFA PAŞA
IV.Murat döneminde doğmuştur.1042 yılında vefat etmiştir.(HammeriXI.,s.:198/9)
ALİ PAŞA
1094 de Ankara Beyi ve 1100 de tekrar Ankara valisi oldu.1103 de görevinden ayrıldıktan sonra aynı yılda vefat etmişitir.(Mehmed Süreyya,Cild.III.,s.:521 )
SADRAZAM MAHİR HAMZA PAŞA
1140 yılında doğmuştur.1172 yılında Mora eyaleti'nin vergilerini toplama ve aynı yıl içinde Mora eyaleti ihsan edilmiştir.Daha sonra Selanik Sancağı ve 1180 de Kahire eyaletive 1182 de sadaret mührü kendisine verilmiştir.1182 senesinde Gelibolu da vefat etmiştir.(Tarih-i Ata,Cild:2s.:105/6)
HAMZA HAMDİ PAŞA
1143 yılında halife olmuştur.Daha sonra sırasıyla 1172 yılında vezirlik rütbesiyle Selanik Valisi ve aynı sene içinde sadrazam olmuştur.1177 senesinde görevinden alınmıştır.1183 yılında Cidde Valisi iken Arafat'a çıktığında vefat etmiştir.(Mahmud Yesari,II.,Cild:254/5)
ALİ AĞA
1107 yılında Kapıcıbaşı olduktan sonra terfian,Sivas Beyi,Sipahiler başı olmuştur.1143 de sadrazamın yardımcısı olduktan sonra görevinden alınmıştır ve oğlu Mehmed Bey'le beraber Bursa'ya giderek orada vefat etmiştir.(Mehmed Süreyya,Cild:III,s.:535)
ABDÜRRAHMAN PAŞA
Kırşehir valisi olduktan sonra 1212 de vefat etmiştir.(Mehmed Süreyya,,IIIs.:324)
NİZAMİ PAŞA
1237 yılında Niğde de doğmuştur.1255 yılında tahsilini yapmak için Viyana'ya gider ve orda tuğgeneral ve korgeneral olur.Daha sonra Belgrad'da ve başka yerler de komiserlik yapar.1294 yılında Mektebi Mülkiye ve sonra Mektebi Sultaniye müdürü olduktan sonra ayrılarak 1297 yılında vezirlik rütbesiyle askeri teftiş komisyonunda askeri hizmetlerde bulunmuştur.1311 de vefat etmiştir.(Mehmed Süreyya,III.,S.:578)
ARİF MEHMED EFENDİ
Niğdeli olan Arif Mehmed Efendi Müderris olduktan sonra 1279 da Eyüp Kadısı ve bir süre sonrada Biladi Hamse Kadısı olmuştur.( Mehmed Süreyya , III.,s.:278)
RASİH MEHMED EFENDİ
Niğde doğumlu olan Rasih Mehmed Efendi Müderris ve Tophane Müftüsü olup 1266 yılında Erzurum Kadısı,1270 yılında ikinci sefer Erzurum kadısı,1275 yılında vefat etmiştir.( Mehmed Süreyya ,II.s.:348)
SADIK AHMED EFENDİ NİĞDELİ
Devriyeden iki defa Filibe Kadısı,1268 de Bosna Valisi ve ikinci defa 1275 yılında Bosna Valisi olmuştur.
MOLLA HASAN BİN AHMED NİĞDELİ
(No:5,s.:556 Arapça Metnini tercüme eden M.Belin'dir.)
NİĞDELİ MUSTAFA EFENDİ(RATIPZADE MUSTAFA)
11 Eylül 1919 yılında Sivas Kongre üyeliği yapmıştır.(Vatan Gazetesi, 28,12.1943 )
HALİL ÖMER
Niğde doğumlu olan Halil Ömer Babasından Hz.Ömer'e ve Annesinden Hz.Ebubekir'e akrabadır.Akaide kadar ders gördükten sonra Yahya Şirvani'den hilafet almıştır.(Mahmud Yesari,C.:II s.:109)
NİĞDELİ HAKKI EROĞLU
319-324 senelerinde Eroğlu,Niğde İdadisi Farisi muallimi olduğu zaman meşhur Şirazli Şeyhzade'nin Gülistan eserini okutmuş,serbest bir lisan ile tercüme etmiş ve Niğde Halkevi'nin maddi yardımıyla basılmştır.(Niğde Vilayet Mabaası,1944)
PROF.DR.H.AVNİ GÖKTÜRK
1901 yılında Niğde'nin Fertek Köyünde doğmuştur.Orta tahsilini Niğde ve Konya da yaptımış,İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra Devlet Şurası mülazimliğinde bulunmuştur,buradan Adliye Bakanlığı tarafından İsviçre'ye gönderilmiştir.Cenevre Hukuk Fakültesi'nde lisans ve doktora yapmış,ayrıca Berlin Üniversitesine de üç yıl devam etmiş, bundan sonra bir müddet Londura Üniversitesinde tahsilde bulunduktan sonra yurdumuza dönmüştür.(Ulus Gazetesi,30.01.1946)
KEMÂL ÜMMİ (?- 1475)
Ord. Porf. Fuad Köprülü’nün “Anadolu'da Türk Dili ve Edebiyatının Tekâmülüne Umumi Bir Bakış” (13–16. yy) adı altında kaleme aldığı uzun makalesinde şair Kemal Ümmî’ye yer vermiştir. İslâm Ansiklopedisi'nin Türk maddesinin açıklanması gayesiyle 1930 yılında kaleme alınan bu yazıda Kemal Ümmi, Türk dili ve edebiyatı tarihi yönünden 15. yy. bir şahidi, bir coşkun şairi olarak belirtilmiş, yaşadığı çağa göre sade ve halkın anlayabileceği bir Türkçe ile yazdığı özellikle belirtilmiştir.Kemal Ümmî bazı kaynaklara göre Karaman’da bazı kaynaklara göre de Niğde’de doğmuştur. Karaman’da doğduğuna dair resimli Türk Edebiyatı Tarihi'nde, "Büyük İnsanlar" adlı eserde, Meydan Larousse’da kayıtlar vardır. Doğum tarihi bilinmemektedir.
Kemal Ümmî’nin Niğde çevresinde yaşadığına dair en önemli delil, Niğde’nin Yenice Mahallesi'ndeki türbesi ve Niğde Müzesi'ndeki sicil kayıtlarıdır.
1475 yılında vefat ettiği ve türbesinin Niğde’de bulunduğu hususunda bir ihtilaf yoktur.
Kendisi bu asrın ortalarına doğru Anadolu’da ünlenmiş ve adı ve şiirleri Kırım, Kazan, Başkurt, Özbek Türkleri arasında yayılmıştır. Osmanlı müelliflerince yazıldığına göre (şefkat) kelimesinden çıkan 880 hicride ölmüştür. Türbesi Niğde’dedir.
AHMED KUDDÛSİ (1760-1848)
Çevremizde Şeyh Kuddûsî adıyla tanınan şair (11Rebiulevvel) 1183 gecesinde Bor’da doğmuştur (1760). Doğum gününün pazartesi olduğu kaydedilen şairimizin babası Mer’aşi zade İbrahim Efendi’dir. Maraş’tan geldikleri anlaşılmaktadır. Öz annesinden 18 kardeş oldukları halde bunlardan Ahmet ve Mahmut’tan gayrısı vefat etmiştir. Ahmet Kuddûsi Nakşî usulünde babasından ders ve feyz alarak tasavvuf âlemine dalmıştır. Fehmi Kuyumcu’nun "Kuddûsi Divanı" önsözüne göre çeşitli konularda eğitim görmüş “medrese tahsili görmüştür”. Babası 1785 yılında vefat edince büyük bir sarsıntı geçiren şair merhale merhale ilmi ve irfanı kavileştikçe şiirde ve ifade de gelişmiş ve bugün elimizde bulunan divan meydana gelmiştir. Zamanın dil ve kültür gerçekleri de nazarı itibara alındığında günümüzün okuyucusuna sunulması için açıklamalı ve karşılaştırılmalı bir divan yayınına ihtiyaç olduğu söylenebilir. Onu edebiyat tarihimizin, yaşadığı dönem temsilcilerine dâhil etmek, yeni nesillerin de zevkle okuyup anlayacakları bir kıvama getirmek gerekiyor. Her ne kadar yayınlanan divanda sözlük bölümü ilave edilmişse de, şiirin mahiyeti ve özel deyimleri sebebiyle, açıklamalara ve yorumlara ihtiyaç olduğu söylenebilir. Şairin okuyucuları ve takdirkârları Bor’da “Ahmed Kuddûsi”yi anma günleri tertip etmişlerdir. İlk toplantı 1985 yılında yapılmış, ikinci toplantı 25 Ekim 1986 Cumartesi günü Niğde Valisi Ünal Özgödek’in konuşması ile başlamış, M. Asım Köksal “Bütün Yönleriyle Ahmed Kuddûsi’de Ahlak Anlayışı”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Vehbi Ecer “A. Kuddûsi Hz’nin Allah Aşkı", Fehmi Kuyumcu “İlmi ve İrfanı”, Avukat İsmail Özmel “Yunus’tan Kuddûsi’ye” konularında konuşmuşlardır. Bu ilmi çalışmalar zaman içinde Kuddûsi gerçeğini daha da tanıtacak ve sevdirecektir.
Şiirlerinde bazen dil çok ağırdır. Çoğu zaman da sade ve akıcıdır. Mısralarında aruzun havası hemen hissedilir. Çok çeşitli konular şiirinin malzemesi olmuştur. İlim, irfan, çalışma, doğruluk, kanunlara saygı, sevgi, Allah sevgisi, Peygamber sevgisi, Mevlânâ sevgisi, taassup yergisi gibi birçok konuda yazmıştır. Divanında 942 şiir vardır. Pendnamesi, Vasiyetnamesi, İcazetnamesi ve dört mektubu bu divana ek olarak yayınlanmıştır.
Çileli ve feyizli bir hayat yaşamış, 1848 yılında Bor’da vefat etmiştir. Mezarı Bor kabristanındadır. Şehir içinde bir de makamı vardır.
Bor’da girişte, dört yol ayrımında yaptırılan "Ahmed Kuddûsi Makamı" iki kattan meydana gelmektedir.
Ahmet Kuddûsi, şiirleri kitap halinde yayınlanan şanslı şairlerimizden birisidir. Yalnız, tarihi hayatından çok, menkıbevi hayatı derlenmiş ve anlatılmıştır. Fehmi Kuyumcu tarafından 1.6.1982 tarihinde Ankara’da yayınlanan “Kuddûsi Divanı” adlı eserde önsöz olarak menkıbevi hayatından birçok örnek vardır.
HALİL NURİ YURDAKUL(1898-1970)
1898 yılında Niğde ili Bor İlçesinde doğdu. İlköğrenimini burada tamamladı. Daha sonraki mesleki eğitimini Bursa Askeri Orta Okulu, Kuleli Askeri Lisesi ve Pendik İhtiyat Zabit Namzetleri okulunda tamamladı. Pendik İhtiyat Namzetleri Okulunu bitirdikten sonra burada öğretmen olarak kalmıştır. Mondros Mütarekesi ilan edildiği sırada Erenköy İhtiyat Zabit Namzetleri talimgâhında öğretmen olarak görev yapıyordu. Kurtuluş Savaşında büyük kahramanlıklara imza atan Yurdakul; Pazarcık, Bozüyük ve İnegöl’de bölgeden oluşturduğu gönüllü askerlerle emperyalist güçlere karşı koymuştur. Bursa cephesinin kurulmasında da büyük yararlar sağlamıştır. Atatürk ve Ali Fuat Cebesoy’dan emir alarak topladığı milli kuvvetlerle düşman seli karşısına çıkmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda üç kez yaralanan Yurdakul, 1., 2. İnönü, Sakarya ve Büyük Taarruz Savaşlarına da katılmıştır. 2. İnönü Savaşı sırasında onun yine harp tarihimize mâl olan önemli başarısını Garp Cephesi Harekât Şubesi Müdürü Tevfik Bıyıkoğlu aşağıdaki şekilde açıklar: “24. tümenimiz aldığı tertiple Yunanlılara, Isırganlı-Hamidiye ileri mevzilerinin esas mevzi olduğu hissini vermeğe muvaffak olmuştur. Burada bütün tümenin bilhassa 143. alayın dış kanadındaki bölüğü faal hareketi ve kendi teşebbüsleriyle Yunan tümeninin saldırış kanadına taarruz etmesinin büyük hissesi vardır. Bu bölük evvelce 1. İnönü’ de temayüz etmiş olan Halil Nuri Yurdakul’un bölüğüdür. Teğmen Halil Nuri cephelerde gösterdiği başarı yanında, Cevat Giritli ve Sadi Kadıköy ile birlikte haber alma hizmetlerinde de başarı göstermiştir. Yurdakul, Yunan 1.ve 11. kolorduları bölgesinde çalışmış, yirmi günlük turları sonunda aldığı bilgileri Bolvadin’de yerleşen 2. orduya ulaştırmayı başarmıştır. Bu üç kahraman askerin köylü kıyafetli resimleri Atatürk’ün emri ile İstanbul Askeri Müzesi’nde sergilenmektedir.
Yurdakul 1927 yılından itibaren yedi yıl boyunca Muhafız Alayı’nda görev yapmıştır. 1933 yılında Halil Nuri Yurdakul, Niğde 41.Fırka 12. Alay 3. Bölük Komutanıdır. 1935 yılından itibaren üç yıl boyunca Van ili Erciş ilçesinde Askerlik Şube Reisliği görevinde bulunmuş ve 24.10.1938 tarihinde Niğde Askerlik Dairesi Mülhaklığına atanmıştır. 1940 yılında Niğde Piyade Alayında 3. Tabur Komutanı olarak görev yapmıştır. Sonra Kayseri Zencidere Gedikli Erbaş Hazırlama Orta Okulu Dâhiye Müdürlüğü ve Gedikli Hazırlama Okul Komutanlığı görevlerinde bulunmuştur. Daha sonra, Pozantı, Dörtyol ve Maraş’ta görev yaptı. Milletvekili olmadan önce Adana da Seferi Gereçler Depo Müdürlüğü görevinde bulunuyordu. Başarılı çalışmalarından dolayı 14.5.1925 tarihinde Büyük Millet Meclisi, Onu Takdirname ve İstiklal Madalyası ile taltif etmiştir. 1940 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak tarafından para ödülü ile Maarif Vekili Hasan Ali Yücel tarafından Teşekkür Belgesi ile ödüllendirilmiştir.
Yurdakul’un askeri kimliği yanında, kültür adamı kimliği de çok önem arz etmektedir.
Halil Nuri Yurdakul 1950 seçimlerinde Niğde Milletvekili olarak meclise girer. Asker ve kültür adamı kimliği ile yürüttüğü başarılı çalışmalarını siyasî hayatında da devam ettirir. Niğde ili Bor ilçesinde adını taşıyan Halil Nuri Bey İlçe Halk Kütüphanesi mevcut olup, Niğde Üniversitesi’nde bir kampüse de onun adı verilmiştir.
Üç erkek ve iki kız olmak üzere beş çocuk babası olan Yurdakul, 28 Şubat 1970 tarihinde vefat etmiş ve doğum yeri olan Niğde’nin Bor ilçesindeki Acıgöl Mezarlığı’na defnedilmiştir.
MUALLİM ETEM (1890-1915)
Şehit Muallim Etem, Niğde'nin Hacı Abdullah Köyü'nde 28 Şubat 1890'da doğmuştu. Babasının adı Hasan, annesinin adı Zeynep'dir. İbrahim Etem, bir yandan 1912'den itibaren Beyazıt Numune Mektebi'nde öğretmenlik yaparken bir yandan da İstanbul Hukuk Fakültesi son sınıfa devam ediyordu.
Çanakkale Savaşı'nın başlamasından sonra okulunu bırakarak gönüllü olarak askere gitmiştir. Harpte asteğmenlik görevi yapan Etem, 3. Kolordu, 9. Fırka, 57. Alay, 2. Tabur, 6. Bölük'e bağlı olarak Mustafa Kemal Paşa'nın komutası altında idi.
Muallim Etem savaşın sonunda, 19 Nisan 1915'de henüz 25 yaşında iken şehit olmuştur.
Katıldığı Çanakkale Savaşları sırasında annesine yazdığı fakat gönderemediği mektubu asker mektupları arasında örnek gösterilmektedir.
EBUBEKİR HAZIM TEPEYRAN (1864-1947)
1864 yılında Niğde’nin Yenice Mahallesi’nde doğdu. Halk arasında Tepeviran semti olarak bilinen mahalleden dolayı Tepeyran soyadına almıştır.1879 yılında Rüştiye’den mezun oldu, 1893 yılında ise Edirne valisi Abdurrahman Paşa’nın vali yardımcılığı görevini yürüttü. II. Abdülhamit döneminde kendisine “Bala” rütbesi ve ikinci rütbeden “Osmanlı Nişanı” verilerek Musul valiliğine atandı. Başarılarından dolayı “Selâm-i Şahane” (Padişahın selamı) ile ödüllendirildi. Ancak ordu müşürinin jurnal niteliğindeki bir yazısı üzerine 1901’de “Şura-yı Devlet” âzalığı ile İstanbul’a çağrıldı.
1903 yılında Manastır valiliğine atandı. Valiliği sırasında gösterdiği başarıdan dolayı birinci rütbeden “Osmanî ve Mescidî” nişanları ile ödüllendirilmiştir.
1906 yılında Bağdat valiliğine giderken, kendisine “Murassa Osmanî Nişanı” verildi. 1908’de önce Sivas, sonra Ankara valiliğine atandı. Bir yıl sonra da İstanbul Şehreminliğine getirildi.
1910’da Hicaz, 1911’de Beyrut valisi oldu. Beyrut’un İtalyan zırhları tarafından ani bombardıman edilmesi üzerine sıkı yönetim ilan ederek çıkan kargaşalıkları derhal bastırdı. Bu başarısından dolayı Paris’teki Kâinat Tarihi Akademisi tarafından şeref üyeliğine seçildi. 1913 yılında ikinci kez Beyrut valiliğine ataması yapıldı. 1914’de ise “Şura-yı Devlet Mülkiye ve Maarif” dairesi başkanlığına getirildi.
Aralık 1918’de Bursa valisi oldu. Valiliği sırasında Bursa’da artan eşkıyalık olaylarının bastırılmasında gösterdiği başarıdan dolayı Kocaeli ve Balıkesir livaları emniyet ve asayişinin sağlanması görevleri kendisine verildi.
14 Şubat 1920’de Dahiliye Nazırı olarak göreve başlayan Hazım Bey, 8 Mart 1920’de kurulan Salih Paşa Kabinesi’nde yerini korudu.
Bursa valiliği ve Dâhiliye Nazırlığı sırasında milli kuvvetleri desteklediği ve “Kuva-yı Milliye” namıyla müteşekkil Cemiyet-i Bağıye’nin muharrik ve müşevviklerinden ve Yıldız Sarayı Hümayunu yağmegerlerinden olduğu iddiasıyla 24 Mayıs 1920 tarihinde tutuklandı. 8 ay hapis yaptı. Nemrut Mustafa’nın başkanlığındaki bir numaralı divani harbi örfi’de yargılandıktan sonra idama mahkûm edildi ise de padişah Vahdettin cezasını küreğe çevirdi.
21 Ekim 1921 tarihinde Damat Ferit Paşa hükümetinin görevden ayrılıp yerine Tevfik Paşa yeniden sadrazam olunca, Divan-ı Harbi Örfi’ler tarafından verilen hükümlerin temyiz edilmesiyle ilgili kararname çıkartıldı, bu hükümden yararlanan Hazım Bey beraat etti. 18 Kasım 1920’de 9 ay hapis kaldığı Sultanahmet Cezaevi’nden tahliye oldu. 31 Mayıs 1921’de ikinci kez Sivas valiliği görevine atandı. 13 Ağustos 1921 yılında da Trabzon valisi oldu.
Emekli olduktan sonra Niğde II. dönem ve daha sonra VI. ve VII. dönemlerde Niğde milletvekili oldu. 5 Haziran 1947’de 89 yaşında iken vefat etti. Atatürk’ün Samsun’a çıkışından Cumhuriyet’in ilanına kadar Atatürk’ün yanında yer aldı.
ZEYNEL ABİDİN (ABİDİN) BEY (BAYHAN) (1869-1944)
1869’da (1285) Niğde’de doğdu. Battal Efendi’nin oğludur. İlk ve orta öğrenimini Niğde Sıbyan Mektebi ve Rüştiyesi’nde tamamladıktan sonra 1890’da adliye memuru olarak devlet hizmetine girdi. Zabıt Kâtibi, Sorgu Hâkim yardımcısı olarak 1904 yılına kadar görev yaptı. Sınavla Dâvâ Vekilliği izni aldıktan sonra memurluktan çekilerek dâvâ vekilliği yapmaya başladı.
II. Meşrutiyetin ilanından (1908) sonra İttihat ve Terakki Fırkasında politikaya girdi. İl Genel Meclisi Üyeliği’ne seçildi. I. Dünya Savaşı sonu yurdun bir kısmı işgale uğradığından milli mücadeleye katılarak Müdafaayı Hukuk Cemiyeti’nde çalıştı. TBMM’nin I. Dönemi için yapılan seçimlerde Liva Genel Meclisi Üyeliğini koruyarak Niğde Milletvekili seçildi ve 26 Nisan 1920’de Meclise katıldı. 5 Eylül 1920’de kabul edilen “Nisan-ı Müzakere Kanunu”, memurluk ile milletvekilliğinin bir kişi üzerinde bulunmasını yasakladığından vâki tebligata karşı Genel Meclis üyeliğini tercih ettiğini bildirmesi üzerine 11 Ekim 1920 birleşiminde milletvekilliğinden istifası Genel Kurulca kabul edildi. Uzun süre Liva Genel Meclisi ve Daimi Encümen Üyeliği’ni sürdürdü.
6 Şubat 1944’te öldü.
HALİT MENGİ (1883-1958)
1883 yılında Bor’da doğmuştu. Bor belediyesinde katiplik ve tahrirat katipliği gibi hizmetlerde bulunmuş, muhtelif il ve ilçelerde maliye memurluğu yapmış, Karaman Mal müdürüyken 1914 yılında Bor Belediye Başkanlığı’na tayin olmuştur. 1915 yılında Aksaray Kaymakamlığı, daha sonra Karaman Belediye Başkanlığı’nda bulunmuş ve 1920 senesinde Bor Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanarak başkan olmuştur. Bu vazifeye 1923 yılında milletvekili oluncaya kadar devam etmiştir.
Halit Mengi Bor’un Milli Mücadele’ye fiilen katılmasında büyük rol oynamıştır. Mustafa Kemal’in Sivas’ta toplayacağı kongreye Bor’dan da temsilci iştiraki istenince, Niğde’den Muhittin Efendizade Mustafa Bey ile her türlü meşakkate göğüs gererek Sivas’a gitmiş ve kongreye iştirak etmiştir.
Halit Mengi kongreden sonra Pozantı’da Fransızlara karşı gönderilen kuvvetlerin organizasyonlarında yer almış, büyük faydalar sağlamıştır. Halit Mengi Belediye Başkanlığı sırasında şimdiki İş Bankası’nın bulunduğu yerdeki eski belediye binasını yaptırmış, pek çok dükkân, ev ve hanı istimlâk ederek Hükümet Meydanı’nı açmıştır.
Halit Mengi siyasi hayattan çekilince Bor’da mütevazı bir hayat sürmüş. Ekim 1958 tarihinde vefat etmiştir.
ZEYNEL ABİDİN ÖZMEN (1890-1966)
Zeynel Abidin Özmen 1890 tarihinde Niğde'de dünyaya geldi. Güllü Ahmet Oğullarından Hasan Efendinin oğludur. Anası ise, Niğde'deki Sungurbey Camii'nin banisi Sungur Bey sülalesine mensuptur. İlköğrenimini Niğde'de, orta öğrenimini İstanbul'da tamamladıktan sonra girdiği Mülkiye Mektebinden 1910 yılında mezun oldu. 6 Aralık 1910 tarihinde Maliye Bakanlığı Varidat Umum Müdürlüğü 4. sınıf Kâtipliğine tayin edildi. 1911'de Konya Maiyet Memurluğu'na gönderildi. Daha sora Niğde Mutasarrıflığı Maiyet memurluğuna gönderildi ise de, Birinci Cihan Harbinin patlaması üzerine Yedek Subay olarak askere alındı. 1919'da terhis edildikten sonra, önce Malkara Kaymakamlığı'na, ardından Bursa Vilayeti Polis Müdürlüğü'ne tayin edildi. Bir ara Bursa Evkaf Müdürlüğü görevini de üstlendi ve Mudanya Kaymakamlığı'na atandı. Casusluk suçuyla Yunanlılar tarafından yakalanarak, İzmir'deki işgal Kuvvetleri Divan-ı Harbi'ne verildi. Burada müebbed hapis cezasına çarptırılarak, Yunanistan'a gönderildi. Yunanistan'da çeşitli hapishanelerde tutuklu-esir olarak kaldıktan sonra, 14 Şubat 1923 tarihinde serbest bırakıldı. Türkiye'ye dönünce Yalvaç Kaymakamlığı'na tayin olunan Özmen, sırasıyla Birecik ve Kilis kaymakamlıklarında bulunduktan sonra, bir süre Mülkiye Müfettişliği yaptı. 1926 yılında Bitlis Valisi oldu. Bunu Muş, Antalya ve Bursa Valilikleri izledi. Bu görevde iken Aydın Milletvekili olarak T.B.M.M.'ne girdi. IV. ve V. dönem T.B.M.M.'nde Aydın'ı temsil ederken, 9 Temmuz 1934-11 Haziran 1935 tarihleri arasında Maarif Vekilliği (Milli Eğitim Bakanlığı) yaptı. Bu arada 15 Haziran 1935 gün ve 2777 sayılı Siyasal Bilgiler Okulu Kanununu hazırlayıp, Meclisten geçirerek yürürlüğe girmesini sağladı. Mülkiye'nin, Ankara'ya nakledilerek, modern bir biçim almasında Özmen'in rolü büyük oldu. 1935'de Milletvekilliğinden ayrıldı. 1943 yılına kadar Diyarbakır'da I. Genel Müfettiş olarak görev yaptı. 1943'de Trakya Genel Müfettişliğine gönderildi. Bu müfettişliklerin, 1948'de kaldırılması üzerine 21 Şubat 1948 tarihinde Afyonkarahisar Valiliği'ne tayin edildi. Emekliye ayrıldığı 15 Haziran 1950 tarihine kadar da Afyonkarahisar Valisi olarak görev yaptı. Türk İdari ve Siyasi Tarihinde önemli bir yeri bulunan Zeynel Abidin Özmen'in, Afyonkarahisar Valiliği döneminde yaptığı işlerin de büyük önemi olmalıdır. Ancak, onun Afyonkarahisar Valiliği yaptığı dönem, deyim yerindeyse, netameli bir dönemdir. Tek Parti İktidarının son yıllarıdır. 1946 seçimleri Tek Parti iktidarını korurken, Afyonkarahisar muhalefet partisine oy vermiştir.
Özmen, 20 Ağustos 1966 Tarihinde Mudanya'da vefat etti.
MEHMET BAHAEDDİN EFENDİ
Ulukışla ilçesinin ilk Müftüsü olan Mehmet Bahaeddin 1897 yılında Ulukışla –Maden (Hamidiye) Kazasının Ömerli Köyü'nde doğdu. İlk tahsilini Ömerli köyünde yaptı. Ömerli Medresesi hocalarından olan dedesi Topal Hoca'dan Kur’an-ı Kerim öğrendi. Ömerli Köyü Karıncadağ yayla medresesine devam etti. Babası Mehmet Efendi’nin yönlendirmesiyle Kayseri vilayetine gitti. Kayseri medresesinde öğrenime başladı ve burada kişiliği, üstün zekâsı ve karakteri ile hocaların dikkatini çekti ve sekiz yıl okuduktan sonra birincilikle mezun oldu. Kayseri medresesinde Osman Hoca'dan icazet aldı. Ömerli Köyü'ne döndü.Ömerli Medresesi Kütüphanesi'nden de yararlanarak ‘’Haçlı Seferleri’’ hakkında araştırma yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzüncü Haçlı saldırısı sonucu yıkıldığını sık sık belirten Müftü Efendi; "saldırının Türkleri tarih sahnesinden yok edene dek bitmeyeceğini ‘’söylemiştir.
Ulukışla Müftüsü Mehmet Bahaedddin Efendi,"İstiklâlsiz din olmaz." diyerek ülkemizde ilk defa Ulukışla İlçesinde oluşturulan Kuvay-i Milliye teşkilatı içinde görev aldı. İşgalin bir haçlı saldırısı olduğunu söyleyerek yedi düvele karşı milli mücadeleye başladı.
15 Eylül 1335 (1919) tarihinde Ulukışla Müdafâ-i Hukuk Cemiyeti İrşat Heyeti Reisliği'ne seçildi.
15 Şubat 1336 (1920) tarihinde Ulukışla Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Reisliği'ne seçildi.
15 Ocak 1340(1924) tarihinde Ulukışla Halk Fırkası Mutemetliği'ne seçildi.
1340 (1924) yılında Şer’îye ve Evkaf Vekaleti bünyesinde "Heyet-i İtfaiye","Tetkikat ve Te’lifat-ı İslamiye Heyeti ve Efkaf Şurası’nca yürütülen hizmetleri ifa etmek için oluşturulan Diyanet İşleri Reisliği'ne bağlı sekiz kişiden oluşan Müşavere Heyeti Azalığı'na seçildi. Oluşturulan ilk Müşavere Heyeti üyeliğine üçüncü sırada Diyanet İşleri Başkanı olan Ahmet Hamdi Akseki’den sonra ikinci sırada Müftü Mehmet Bahaeddin Efendi seçilmiştir.
1340(1924) yılında başlayarak 12 Mayıs 1929 tarihine kadar Ulukışla Teyyare Şube Reisliği yapmıştır.
17 Mart 1926 tarihinde Milli Mücadelede göstermiş olduğu kahramanlık, üstün hizmet ve fedakarlıktan dolayı 3516 sayılı İstiklal Madalyası ile taltif edilmiştir.
Sivas Kongresi devam ederken Ulukışla’ya gelen Mustafa Kemal Paşa ile bizzat tanıştı.
Kaynak: Agah Özsunay Türker, Araştırmacı Gazeteci Niğde
ETEM RUHİ ÜNGÖR (1922-2009)
Etnomüzikolog, Organolog, Araştırmacı-Yazar
Türkiye’nin en büyük çalgı koleksiyonunun sahibi Etem Ruhi Üngör, 21 Şubat 1922 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası, Rumca eski adı Andalus olan Niğde’nin Hacıabdullah Kasabası’ndan Çanakkale gazisi Ahmet Halit Bey, annesi İzmir soyundan Fatma Nuriye Hanım’dır. Ahmet Halit Bey’in babası Hoca Hasan Efendi’nin Beyazıt Rüştiyesindeki muallimliği dolayısıyla daha küçük yaşlarda ailece İstanbul’a göç etmişlerdir.
Kadıköy Osman Gazi İlkokulunu 1934’te, Kadıköy Ortaokulunu 1936’da, Haydarpaşa Lisesini 1941’de tamamlayan Etem Ruhi, çalışmalarına 1945 yılında Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde başlamıştır. Önce korist sonra kanuni olarak çalışmalarına devam ederken 1949 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı’na sınavla girmiş, Emin Ongan, Şefik Gürmeriç, Münir Nureddin Selçuk, Şive Baykurt ve Mesut Cemil Tel gibi hocaların öğrencisi olarak 1955 yılında buradan mezun olmuştur. 1950‘de İstanbul radyosunun açılışıyla birlikte 11 yıl radyoda kanun çalmıştır.
Musiki âlimi H. Sadettin Arel’in kurduğu İleri Türk Musikisi Konservatuarı’nda yönetim kurulu üyeliği, kanunilik ve nazariyat hocalığı yaptığı sıralarda İTMK’nın yayın organı olan Musiki Mecmuasında yazı işleri müdürlüğü ve yazarlık da yaparak yayın hayatına başlamıştır. 1967 yılında derginin sahibi olmuş ve 46 yılı aşkın bir süre derginin yayınlanmasını sağlamıştır (Dünyada en uzun süre müzik dergisi yayınlayan kişi). Musiki Mecmuası, 60 yıllık yaşı ile dünyanın-Almanlar’ın Neve Zeitschrift Für Musik dergisinden sonra- ikinci uzun ömürlü musiki dergisidir.
Etem Ruhi Üngör, Türk musikisi için yapmış olduğu hizmetlerin içinde geniş kapsamlı “Türk Musikisi Arşiv ve Kütüphanesi” kurmayı ve 3 büyük ciltten oluşan “1300 Yıllık Türk Çalgıları Ansiklopedisi” ni yazmış olmayı sayar. Dünyada hiçbir milletin kendi çalgılarına ait kapsamlı bir ansiklopedisi yokken bu eser dünyada ilk ve tek olma özelliğini taşımaktadır. 1500 sayfa, 1000 madde, 1200 nota ve dia’dan ibaret bu eserin 2004 yılında baskı hazırlıklarına başlanmasına rağmen hala basılamamıştır.
Etem Ruhi Üngör, çoğunluğu Musiki Mecmuasında olmak üzere 1000 civarında yazı yayınlamıştır. Ayrıca bir kısmı yurt dışında 33 tebliğ sunmuştur. Çeşitli radyo ve televizyon programlarında Türk musikisinin meseleleri ile Türk çalgıları konusunda konuşmalar yapmıştır. Uluslararası kültür festivallerine (Fransa’da, Poitiers, Rouen) de katılmıştır. 1977’de çalgı incelemesi için Brüksel’e, musiki incelemeleri için 1979’da Kıbrıs’a gitmiştir. 1983,1985, 1994 yıllarında Makedonya’nın Ohri kentindeki Uluslararası Folklor Kongresinde tebliğ sunmuş; davetli olarak Arnavutluk’un Berat şehrinde düzenlenen Uluslararası Folklor Festivaline katılmıştır. 1990’da Özbekistan’a, 1996’da Gagavuzistan’ın Komrat kentine,1997’de Kırım’a, 1999’da Kazakistan’a, 2000’de Tokyo (Japonya) ve Tunus’a inceleme gezileri için gitmiştir. Özellikle şimdiye dek hiçbir Türk müzikoloğunun ilgi göstermediği Ortaasya dış Türkleri musikileri ile ilgili çalışmaları önemlidir
İstanbul Maliye Teşkilatı ve Sosyal Sigortalar Kurumu hukuk işleri raportörlüğünde sürdürdüğü devlet memurluğundan 1972’de emekli olan Üngör; 1967-1976 yılları arasında kendi imkanlarıyla her yıl bir bölgeye –kaza ve köyler dâhil- o bölgenin elverişli zamanına göre gitmiş, yaklaşık 21bin kilometre yol kat ederek tüm Türkiye’yi kapsayan bir çalgı inceleme gezisi yapmıştır. 750 parçayı aşkın, Türkiye’de ve dünyada eşi olmayan bir çalgı koleksiyonu meydana getirmiştir. Bu çalışma sadece yurtiçi ile kalmamış; Ortaasya Türk ülkelerinde de çeşitli çalgı araştırma ve derleme gezileriyle koleksiyonu daha da zenginleştirmiştir.
Etem Ruhi Üngör’ün Kadıköy’deki 100 metrekarelik evinde sergilenen bu koleksiyonda; Tamburi Cemil Bey’in tamburu, Neyzen Tevfik’e ait 2 adet ney, Sultan Abdülaziz’e ait lavta, 100’den fazla nadide çan koleksiyonu ve bir kısım Batı müziğine ait ve o müzelerde dahi bulunmayan nadide çalgılar bulunmaktadır.
Etem Ruhi Üngör Nejlâ Tuğral’la evlenmiş ve tek çocukları Zerrin (Ergül) dünyaya gelmiştir.
Müzik arkeoloğu 87 yaşındaki Ethem Ruhi Üngör, 10 Ağustos 2009 sabahı vefat etmiştir.
VEHBİ BEY (1876-1932)
1876 (1292)’de Konya-Aksaray’da doğdu. Tüccardan Hacı Hasan Efendi’nin oğludur. İlk ve orta öğrenimini Aksaray Rüştiyesi’nde tamamladıktan sonra ticaret hayatına atıldı ve başarılı oldu. Millî mücadelede bütün varlığıyla ulusal direniş cephesinde yer aldı. TBMM’nin I inci Dönemine Niğde’den Milletvekili seçilerek 28 Nisan 1920’de Meclise katıldı. Mecliste Malî Kanunlar ve Bütçe Komisyonlarında çalıştı. Dönem içinde (1) kez gizli oturumda konuşma yaptı. (1) soru önergesi verdi. Önerdiği (2) kanun teklifinden Vergi Kanunlarında ve Gümrük Resminde değişiklik yapılmasına dair olanı, 11 Ocak 1923’te 295 sayılı Kanun olarak kabul edildi.II. nci Dönemde Aksaray’dan Milletvekili seçilerek Yasama görevini dönem sonuna kadar sürdürdü. Zaferden sonra yurtta ticaret hayatının gelişmesine çalışarak Aksaray’da Azm-i Millî Fabrikası, Halk İktisat Bankası’nı kurdu. İstanbul’da Şark Değirmenleri Şirketi, ayrıca İzmir ve Bursa’da Ticaret ve Sanayi Şirketleri tesis etti ve bu şirketlerin yönetim kurulu başkanlıklarını yaptı.
1 Şubat 1932’de İstanbul’da öldü. Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.
MUSTAFA HİLMİ (SOYDAN) BEY (1881-1958)
1881 (1297)’de Niğde’de doğdu. Mahkeme Azası Hocazade Ahmet Efendi’nin oğludur. Niğde İbtidai Mektebi ve Rüştiyesi’nde ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra 28 Temmuz 1897’de Medrese ve Darülhüffaz’dan icazet aldı. Aday memur olarak Niğde Defter-i Hâkanî İdaresine devam etti. 16 Nisan 1903’te Şer’iye Mahkemesi 2. Kâtipliğine atandı. 17 Ekim 1907’de mahkemenin başkâtipliğine yükseltildi. Konya vilâyetince yapılan düzenlemede 29 Ocak 1910’da kadro dışı bırakıldı. Yeniden bir memuriyete atanması hakkındaki başvurusu uygun görülerek yapılan sınavda da başarı göstermesi üzerine 18 Nisan 1911’de Havran Sancağı Emlâk ve Arazi Tahrir Hâkimliği’ne, 30 Mayıs 1911’de Der’a Fırkayı Tahririyesi Naipliği’ne atandı. 26 Temmuz 1913’te naiblikten ayrılarak memleketine döndü ve Dâvâ Vekilliği yapmaya başladı. 13 Ekim 1915’te Genel Meclis Üyeliği’ne seçildi.Millî mücadelede Müdafaayı Hukuk Cephesi’nde yer aldı. 1920 Ocak ayında Belediye Meclisi’ne üye oldu. Kasaba ve köylerden asker ve bağış toplayarak Pozantı ve Adana cephelerinde direnişin sürdürülmesinde etkili oldu.
TBMM’nin I. dönemine Niğde’den milletvekili seçilerek 26 Nisan 1920’de Meclise katıldı. Mecliste Şer’iye ve Evkaf, Tasarı, Dilekçe komisyonlarında ve Memurin Muhakematı Tetkik Kurulu’nda çalıştı. I. toplantı yılında Adalet ve Şer’iye komisyonunun kâtipliğini, III. toplantı yılında da başkanlığını yaptı. Dönem içinde kürsüde 15 konuşma yaptı. Milletvekili I. dönemde sona erince isteği üzerine 29 Temmuz 1925’te Niğde Hazine vekilliğine atandı. 8 Haziran 1927’de Adliye Vekâletinden avukatlık ruhsatnamesi alarak Hazine Vekilliği görevini 15 Ekim 1930 tarihine kadar sürdürdü. 1930-1938 arası Niğde’de serbest avukatlık ve bu arada Genel Meclis ve Liva İdare Heyeti Üyeliği yaptı. 9 Mart 1938’de Niğde Müftülüğü’ne seçildi. 11 Kasım 1953’te bu görevden emekliye ayrıldı. 10 Ekim 1958’de öldü.
ÖMER FETHİ GÜRER
1957 yılında doğdu. Niğdeli'dir. Babası Lütfi Bey, Annesi Kadriye Hanımdır. Bor Zafer İlkokulu, Bor ŞNP Lisesi Orta kısmı, Balıkesir Bandırma Endüstri Meslek Lisesi, Niğde Meslek Yüksek Okulu ve Çukurova Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Endüstri Mühendisi olarak farklı firmalarda müdür ve genel müdür olarak görev yaptı.
Gazeteciliğe 1974 yılında Yeşil Bor gazetesinde başladı. Niğde’nin Sesi, Niğde Hamle, Niğde Hasret, Yeşil Bor, Yeni Bor, Niğde Anadolu, Niğde 51, Niğde Haber, Aksaray Uluırmak, Aksaray Hasandağ, Konya Ereğli, Nevşehir İç Anadolu, Niğde Gündem, Niğde Yeniyıldız gazetelerinde köşe yazıları ve haber yazdı. Adana Bölge Gazetesinde ‘Kuzeyden Güneye Doğu İlleri’ yazı dizisi yayınlandı
Turizmforumu.net, Kent haber, Bor Haber, Bor Haberci, Niğde Hasret, Niğde Haberci, Niğdemiz, Boradair ve Niğde ile ilgili internet sitelerinde köşe yazıları yer aldı.. Niğde ile ilgili yayınlanmış beş bini aşkın makalesi bulunmaktadır. Niğdemiz Dergisi ve meslek dergilerinde yazıları yanı sıra,. Hürriyet, Cumhuriyet, Güneş, Günaydın Gazeteleri Niğde ve Bor Muhabirliği yaptı. Kumar, Kader, Bizim Ramazan hikâye denemeleri Yeşil Bor Gazetesinde yayınlandı. Turizm Yazarları Derneği ve FİJET üyesidir. Niğde ilinde yerel basında köşe yazarlığına devam etmektedir.
Ayrıca 1980 öncesi Adana Tekstil Sendikası Çukobirlik Şube Başkanlığı yaptı ve Tekstil İş kolunda en kapsamlı sözleşmeyi imzaladı. Niğde Derneklerinde yöneticilik görevlerinde bulundu. Tekstil, Otomotiv, Gıda Şirketlerinde üst düzey yöneticilik olarak çalıştı. Tülin Gürer ile evli Övgü ve Lütfi Övünç adı ile iki çocuk babasıdır
ÖMER FETHİ GÜRER KİTAPLARI
Niğde Kapadokya Başkenti Kitabı( 835 sayfa Niğde ilini Cumhuriyet dönemine kadar tarihi, doğası, bilimsel kazıları, tarihi eserleri, göçler, Ticaret, Yetişen değerleri, Mübadele dönemine kadar köy kasabaları da içererek anlatıldığı kitap genişletilmiş 3.ncü baskısını yaptı.)
Niğde Spor Tarihi( Niğde ilini ve ilçelerinin tüm branşlarda spor tarihini ve yöneticiler ile başarılı sporcuları anlatan kitabı)
Niğde Söylence-Şaka-Fıkra kitabı( Niğde ilinde dilden dile aktarıla gelen söylenceler, yaşanmış şakalar olaylar ve ilginç ayrıntıların yer aldığı kitabı)
Bor Şehri Kitabı(Bor ilçesinin tarihi, özellikleri, kişileri ile anlatılan kitap 3. Baskı yaptı)
Kızılca-Bektiklerin Yurdu Kitabı-( Niğde Bor Kızılca Kasabası K.Maraş göç ile gelen Dulkadir oğullarından Bektiklerin Kızılca gelişi ve yaşam kültürü anlatıldığı kitap)
Lafola Şiir kitabı-( 1990 öncesi yazdığı şiirlerin yer aldığı kitap)
Facebook , Ömer Fethi Gürer ve Kitapları sayfasında,Niğde Kapadokya Başkenti grubunda ve Ömer Fethi Gürer adı ile Sayfasında Niğde ile ilgili bilgi paylaşımlarında bulunuyor. Gürer yazışmak için nigdekent@mynet.com ve fethigurer@gmail.com adresinden erişilebilir.
FERİT ÜNAL (1928-2004)
1928 yılında Niğde'nin Bor ilçesinde doğmuştur. Kurtuluş Savaşı mücahitlerinden Mustafa Kahraman Ünal'ın oğludur. Annesi Naime Hanım'dır. İlkokulu Ankara'da, ortaokulu Bor'da, liseyi de Adana'da bitirdi. Ankara Hukuk Fakültesi mezunudur.
1958 yılında Kıbrıs mitinglerini yürüten Üniversite Gençliği'nin temsilcisi olarak bir yıl süreyle T.M.T.F Kıbrıs Komisyonu Başkanlığı yaptı.
1960 yılında idareciliği kendisine meslek seçen Ferit Ünal, sırasıyla Ankara'da Maiyet Memurluğu, Güdül'de kaymakam refikliği yaptıktan sonra Delice, Avanos, Hacıbektaş, Derinkuyu, Yusufeli kaymakamlıkları ve belediye başkanlıkları ve Artvin Vali Vekilliği yaptı. İçişleri Bakanlığı'nda A.P.K. Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. En son olarak da Aksaray Valiliği görevini yürütmüştür.
Hizmeti kırk yılı aşan Ferit Ünal 1985 yılından sonra Ankara Vali Yardımcılığı görevini de başarıyla yerine getirmiştir.
Emekli olduktan sonra rahatsızlanmış ve 22.04.2004'te hayatını kaybetmiştir.
YAVUZ DONAT (1942-)
1942'de Bor'da doğdu. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitirdi. Gazeteciliğe 1963'te Ulus Gazetesi'nde başladı. Bir süre Akşam gazetesinde çalıştıktan sonra 1971'de Tercüman'a geçti. 1974'ten beri Tercüman'daki "Vitrin" sütununda yazılar yazan Yavuz Donat, aynı zamanda bu gazetenin Ankara sorumlusu olarak da görev yapmıştır. Yavuz Donat'ın Ankara ve İstanbul Gazeteciler Cemiyetleri ve bazı basın kuruluşlarınca verilmiş pek çok ödülü vardır. Halen "Sabah" gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.
Yazarın Tercüman gazetesi Vitrin köşesinde yazdığı yazılardan derlenerek yayınlanmış üç kitabı vardır. Bunlar; "Sandıktan İhtilâle" (1977-1980), "Buyruklu Demokrasi" (1980-1983), "Özal'lı Yıllar" (1983-1987)'dır. Ayrıca, "Cumhuriyet’in Kara Kutusu Süleyman Demirel Anlatıyor", "Öncesi ve Sonrasıyla 28 Şubat", "Demirel’in Yokluk Yılları", "Para+Din+Silah:Politikanın Yeni Silahları", "Sürgünden Çankaya’ya" isimlerini taşıyan kitapları da bulunmaktadır.
HALİT ONGAN (1903-1972)
Bir öğretmen, derlemeci ve kıymetli bir araştırmacı olan Halit Ongan 1903 yılında Niğde’de doğdu. Babası Ahmet Efendi ve annesi Hidâyet Hanım’dır. İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra kazandığı sınav sonucu ilkokul öğretmeni olarak öğretmenliğe başlamıştır.
Niğde Dumlupınar İlkokulu öğretmeni iken Halkevi Ar Komitesi Başkanlığı görevini de üstlendi. Bu görev sırasında hem Halkevi Bandosu’nu kurdu hem de 59 adet Niğde türküsünü notaya almak suretiyle derlemeler yaptı.1944 yılında Konya Asar-ı Atika (Eski Eserler) Müzesi’ne, 1948 yılında Ankara Etnografya Müzesi Dahiliye Müdürü olarak atandı. Bu müzelerde eski kayıtlara ve arşive dayalı araştırmalar yaptı. Ankara Etnografya Müzesi’nde bulunan şer’iye sicilleri üzerine tarama çalışmaları yaptı. Konya, Niğde, Bursa ve İstanbul müzelerindeki şer’iye sicillerini inceledi.
1966 yılında Ankara Etnografya Müzesi’ndeki görevinden emekliye ayrıldıktan sonra da evinde arşive dayalı araştırmalarına devam etti. Fakat bu araştırmalarını tamamlayamadan 68 yaşında iken 7 Eylül 1972 tarihinde vefat etti.
Halit Ongan’ın musiki, folklor, kültür tarihimizle ilgili birçok çalışması bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi “Niğde Halk Türküleri” adını taşıyan, Niğde türkülerini derlediği çalışmasıdır.
OKTAY AKBAL (1923-)
1923 yılında İstanbul'da doğdu. Anne tarafından devlet adamı ve yazar-şair Ebubekir Hâzım Tepeyran'ın (1864-1947) torunudur. Kumkapıdaki Saint Assomption Koleji'nde başladığı ilkokulu Saint Benoit'da bitirdi. İstiklâl Lisesi'nden mezun oldu. Eğitimini bir süre İstanbul Hukuk Fakültesi ve Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde sürdürdüyse de bitiremeden ayrıldı.Edebiyat ve gazetecilik dünyasına Servet-i Fünun dergisinde sekreterlik yaparak adım attı. Vatan gazetesinde sanat yazıları ve kitap eleştirileri yazdı, fıkra yazarlığı yaptı. 1969-1991 arası Cumhuriyet gazetesinde fıkra yazarlığı yaptı. Gazetecilikle birlikte başladığı öykü yazarlığının ürünleri edebiyat dergilerinde yayınlandı. Daha çok öykücülüğüyle tanındı. Roman, deneme, söyleşi, anı kitapları, günceleri de vardır. "Suçumuz İnsan Olmak" ile Türk Dil Kurumu 1958 Roman Ödülü'nü, "Berber Aynası" ile 1959 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı, bütün yapıtları ile 1999 yılı Orhan Kemal Roman Ödülü'nü kazandı.
Eserleri:Hikaye: Önce Ekmekler Bozuldu (1946), Aşksız İnsanlar (1949), Bizans Definesi (1953), Bulutun Rengi (1954), Berber Aynası (1958), Yalnızlık Bana Yasak (1967), Tarzan Öldü (1967), İstinye Suları (1973), İkyaz Devrimi (1977), İki Çocuk (1979), Karşı Kıyılar (1979), Hey Vapurlar Trenler (1981), Lunapark (1983), Ey Gece Kapını Üstüme Kapat (1988)
Roman: Garipler Sokağı (1950), suçumuz İnsan Olmak (1957), İnsan Bir Ormandır (1975), Düş Ekmeği(1983),YeşilEv(1990),Anı:Şair Dostlarım(1964),Anı Değil Yaşam(1985)
Günlük: Günlerden 1 (1968), Anılarda Görmek (1972), Yeryüzü Korkusu (1974), Yüzyıldır Umutsuzluk(1991)
Deneme: Konumuz Edebiyat (1967), Dost Kitapları (1977), Yaşasın Edebiyat (1977), Temmuz Serçesi (1978), Önce Şiir Vardı (1982), Geçmişin İçinden (1985), Birde Simit Ağacı Olsaydı(1990)
Köşe Yazıları: Yazmak Yaşamak (1972), Ölümsüz Oyun (1974), Atatürk Yaşadı mı? (1975),ZamanSensin(1977)vb.
Gezi:Hiroşima'larOlmasın(1976)
İncelemeler: Çağdaş Dünya Edebiyatçıları Sözlüğü (1967).
Orgeneral Emin ALPKAYA (1919-1985)
Orgeneral Emin Alpkaya, 1919 yılında Niğde’de doğmuştur. Kuleli Askeri Lisesini bitirdikten sonra 1941 yılında Kara Harp Okulu’ndan asteğmen rütbesiyle mezun olmuştur.1943 yılında İngiltere’de Cronwell Uçuş Okulu’nda uçuş eğitimini tamamlayarak, Eskişehir 1’inci Tayyare Alayına atanmıştır. 1946 yılında 1’inci Tüm.İrt.Kt.K.lığı’na, 1948 yılında 1’inci Tay. Alayına atanmış, 1949 yılında alet uçuş öğretmen kursu için ABD’ne gönderilmiş ve dönüşte Adana’daki Alet Uçuş Eğitim Filo K.lığına atanmıştır.
1967 yılında korgeneralliğe yükselerek Hv.K.K.Kur.Bşk.lığı, 1968 yılında CENTO Askerî Türk Temsilciliği, 1’inci Takt.Hv.Kv.K.lığı görevlerini yürütmüş, 1970 yılında orgeneralliğe yükselerek MGK Genel Sekreterliği’ne, 1972’de Yüksek Askerî Şura üyeliğine atanmıştır.
25 Ağustos 1973 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmış, 5 Mart 1976 tarihinde emekliye ayrılmıştır. İngilizce bilen Orgeneral Emin Alpkaya evli olup 2 çocuk babasıdır. Orgeneral Alpkaya, TSK Üstün Hizmet Madalyası'na sahiptir.
1983 yılında MDP’den Niğde Milletvekili olarak Meclise girmiştir.
Orgeneral Emin Alpkaya , 22 Mart 1985 tarihinde vefat etmiştir.
LÜTFİ FİKRET TUNCEL (1934-2021)
1934 yılında Bor’da doğdu. Türk bürokrat Lütfi Fikret TUNCEL, 1953 yılında Afyon Lisesi’ni bitirdi.
1956-1957’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni dereceyle bitirdikten sonra Niğde Maiyet memuru olarak kamu hizmetine başladı.
1975 yılına kadar İçişleri Bakanlığı’nın çeşitli birimlerinde görev yaptı. Adana, Tokat, Sivas, Tekirdağ, Aydın valiliklerinde bulundu. Konya Valiliği sırasında aynı zamanda belediye başkanlığı görevini yürüttü.
2 Kasım 1993 tarihinde Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi ve 1 Ekim 1999 tarihinde emekli oldu.
Dr. Faruk YILMAZ (1958-)
Araştırmacı , Yazar
Araştırmacı-yazar. 1958, Sultanpınar köyü / Niğde doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini Niğde’de yaptı. Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesinde bir yıl İngilizce hazırlık sınıfında okudu. Ertesi yıl girdiği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1985 yılında mezun oldu. Avukatlık stajından sonra hakimlik ve savcılık sınavlarını kazanarak; İstanbul, Çanakkale, Çankırı, Diyarbakır, Kayseri ve Iğdır’da on yıla yakın Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptı.
Çalışırken, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde başladığı yüksek lisansını “1921 Anayasası: Hazırlanışı ve Özellikleri” adlı tezi ile bitirdi. İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsünde sosyal siyaset ve endüstri ilişkileri alanında başladığı yüksek lisans çalışmasını tez aşamasında bıraktı. Doktorasını İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalında “Osmanlı Dış Borçları (Düyun-u Umumiyesi)’nin Tasfiyesi Meselesi” adlı tezi ile (1995) bitirdi.1995 yılında Niğde Üniversitesine girerek bir süre üniversitenin Hukuk Müşavirliği Koordinatörlüğü görevini yürüttü. 1996 yılında Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’nin ve Fen Bilimleri Dergisi’nin kurulmasında aktif olarak görev aldı. 2001 yılında NÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümünü kurdu.
Ayrıca üniversitenin Fen Edebiyat ve Eğitim Fakültelerinde tarih dersleri verdi. Üç dönem Sosyal Bilimler Enstitüsünün müdür yardımcısı olarak çalıştı ve akademik alanda yüzü aşkın lisans, yüksek lisans ve doktora tezi yönetti. Çeşitli kurumlarda konferanslar verdi, paneller yönetti. Niğde Hamle ve Anadolu Haber gazetelerinde Niğde tarihi üzerine tefrikalar yazdı. Niğde Polis Okulu ile Polis Meslek Yüksek Okulunda ceza muhakemeleri usul hukuku (CMUK) ile ceza hukuku ve hukuk başlangıcı dersleri verdi. Çalışmalarını NÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü başkanı olarak sürdürdü.
ESERLERİ:
ARAŞTIRMA-İNCELEME: Hayatın Sırları ve Allah (1981), Hücre’den Allah’a (1983), Atomun Derinliklerinde (Ahmet Tigin adıyla, 1983), Kur’an Mucizesi (1983), Kâinatın Yaratılışı (1992), Yunus Emre, Hayatı-Düşüncesi-Etkisi (1992), Türkiye’de Anayasa Gelişmeleri Tarihi (1995), İlkçağ Düşünce Tarihi (1996), Devlet Borçlanması ve Osmanlıdan Cumhuriyete Dış Borçlar / Düyûn-u Umumiye (doktora tezi, 1996), Kurtuluş Savaşı ve Sonrasında Niğde (1998), Türkiye’de Anayasa Gelişmeleri Tarihi 1808-1961 (1995), Türk Anayasa Tarihi 1808-1982 (1998), İlkçağdan Günümüze Niğde Tarihi (1999), Türk İnkılap Tarihi ve Atatürk İlkeleri (ortak kitap, 1997), Türk Anayasa Tarihi (1998), İlkçağ Düşünce ve Uygarlık Tarihi (2002), General Falkenhein’in Hatırâtı (2002), Memurun Hak Arama Usulleri (2002), General Allenby’nin Hatıratı (Arap İllerinin Elimizden Çıkış Öyküsü) (2003), İmparatorluk Döneminde Türk-Alman İlişkileri (Goltz Paşa’nın Hatıratı) (2004), Ah O Yemen’dir (Yemen Hatıratı) (Piyade Mirliva (Tuğgeneral) Rüştü Paşa’nın Hatıratı) (2004), Peygamberler Tarihi (2004), Büyük İslâm Tarihi (2005).
DERLEME: İslâm Ekonomisi ve Sosyal Güvenlik Sistemi (ortak yayın, 1992), Anadolu’da Türk Anıtları (1999).
ÇEVİRİ: Allah’a İnanmak (Said Havva’dan, 1987), Kur’an’da Adı Geçen Peygamberlerin Hayatı (Ebu’l Hasan Nedvî’den, 1986), Sevgili Peygamberimizin (a.s.) Hayatından Sahneler (M.A. Tarantino’dan, 1987), İslâm ve Oryantalizm (Meryem Cemile’den, 1989), Kur’an’ı Anlamaya Giriş (Mevdudî’den, 1982) İslâmî Yaşama Biçimi (Mevdudi’den, 1997), İslâmı Anlamaya Doğru (Mevdudi’den, 1997), Kapadokya (Charles Texier’den, 1998), Anadolu’da Türk Anıtları I NİĞDE (Albert Gabriel’den yayına hazırlama, 1999), XX. Yüzyıl Başında Alman Emperyalizmi ve Türkiye (Berlin Bağdat) (Karl von Winterstetten’den, 2002).
KAYNAK: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).